Zeyno ve Can

Zeyno ve Can

31 Ağustos 2013 Cumartesi

Kreş maceramız başladııı.......

Kreşi çok ama çok aradık, gezmediğimiz yer kalmadı neredeyse, Etiler-Levent hattında…. Ama sonra Tarabya’da yeşillikler içinde, bahçesi kocaman olanına karar verdik…

Sağolsun Nihal eğitim sektörünün içinde olduğu için, Apo’nun da pazarlık gücü dillere destan olduğu için, içimize en sinen kreşe gönderebiliyoruz kuzuları… Hem de Ağustos’un son 2 haftası deneme seansı ile… 9 Eylül’de asıl macera başlayacak, ama bu 2 hafta da çok ama çok güzel geçti şimdiden…

Öğretmenleri 2 hafta boyunca birebir ilgilendiriler kuzular ile, diğer çocuklar hem yaşça onlardan büyük olduğu için hem de bizimkiler henüz ortamı tanımadıkları için diğer çocuklar ile istemedikleri sürece bir araya gelmediler. Beren ve Zeyno bazen bir odada, bazen ise ayrı ayrı odalarda takıldılar… İlk hafta yarım gün gittiler, ikinci hafta uyku denemesi yaptılar… Uyurken ayrı odalarda tek başlarına uyudular, başlarında öğretmenleri onlar uyanana kadar bekledi… Tuba öğretmene aşık oldu Zeyno, Nurcan öğretmen ise, boya yaptırdığı için kısa sürede gönlünü keşfetti… Şimdiden evde 3 tane sanat eserimiz var, Zeyno’nun minik elleri ile boyayarak yaptığı :)

2 yaş çocuğu kreşe verilir mi verilmez mi, bunlar daha küçük mü değil mi, adapte olurlar mı olmazlar mı derken, deneyelim görelim dedik… Yaşanmadan bilinmez… Bakalım şimdilik maceramız başlıyor… Bizim kreşe devam durumumuz, Zeyno’nun epilepsi tedavisine başlayıp başlamamaya karar verdikten sonra şekillenecek… malum kreş demek hastalık demek, dolayısıyla eğer ilaca başlamayacak olursa, kreşe veda edeceğiz, çünkü Zeyno’yu her türlü hastalıktan korumak bizim en önemli görevimiz olacak (ki 2-3 yaş ateşli havalelerin top yaptığı seneymiş), ama eğer ilaca başlayacak olursa, nasıl olsa havale nöbetleri ilaçla önleneceği için, Zeyno’yu kreşe göndermeye devam edebileceğiz…. Bakalım bu ara yaşa ve gör şeklinde yaşıyoruz :)


bazen anneler geldi kreşe ve bırakılmadı, bazen de babalar :)



bahçede trene biniyorlar, suyun içinde hayvanları yüzdürüyorlar...


okulun en güzel odası jimnastik odası, normal de burayı hergün her yaş grubu 1 saat kullanıyormuş, bizimkiler bu 2 haftanın çoğunu bu odada, top havuzunun içinde geçirdiler...




annenin çalışma ofisi :)



davula vur, güm güm güm...


paylaşmayı da öğrendiler... bir Beroş yiyor, bir Zeynoo

ekteki poz kreşteki ilk günden; kreşe vardığımızda diğer çocuklar kahvaltı ediyorlardı, menü de reçelli ekmek vardı... "aaaa çocuklar" diyen Zeyno'da geçti oturdu baş köşeye,,, diğerleri "bebek bebek" deyince, "büyüdümmmm" diye bağırdı onlara, sonrada kendini ve büyüdüğünü kanıtlamak istercesine, "bende yemek" dedi, aldı eline reçelli ekmeği... tabi beceremedi hepsini yemeği, ama şov olsun diye, iki ısırdı, "doydum" dedi :)






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder