Zeyno ve Can

Zeyno ve Can

27 Kasım 2014 Perşembe

Ev kadını olamam ben :((

Bakıcısız hayat çok zor...

Can bebekten sonra yatılı teyze ihtiyacımız gözle görülür bir şekilde doğunca, Zeynoşun teyzesi ne yazık ki yatılı kalamayınca, yollarımızı istemeden ayırdık, düştük yeni teyze/abla telaşına, 2 ayda tam 3 kişi geldi geçti, bir dikiş tutturamadık, ilki Can'ı sevdi Zeyno'ya alışamadı, ikincinin 3 gün sonra memlekette bıraktığı çocukları sorun oldu, üçüncü sadece bir gün kaldı, çünkü gelir gelmez büyük bir yalanı yakalandı :(

Sonuç olarak Zeyno sabah okula gidince rahatım, Can'la alıştık birbirimize, o uyudukça işlerimi hallediyorum, evimi toparlayıp yemeğimi yapıyorum, hatta fırsat yaratıp arkadaşlarımı bile görüyorum, Can'ı da yanıma katıp geziyorum tozuyorum.saat 4:30'da Can'la Zeyno'yu almaya okula gidiyoruz, telaş eve gelince başlıyor...

Eve gelen Zeyno beni özlemiş oluyor ve sürekli faaliyet yapmak istiyor.


 Can'ı 5'den sonra akşam uykusu sıkıştırmaya başlıyor, araya bir de süt sağma telaşı bir giriyor, keçileri kaçırıp, zilleri takasım geliyor :(

Ama sonra önce 7'de Can bayılıyor, ardından Zeynoyla yemek yiyip biraz faaliyet yapıyoruz, saat 9 gibi de o uyuyor.  

Saat 5-6 civarında ara ara kaçıp gidesi gelen aklım, saat 9'da sessizliğe bürünen evde mutfak saatinin saniyesinin tıkırtılarına kafayı bozuyor... Velhasıl kelam, yapan nasıl yapıyor bilmem ama benim bünyem işe alışmış, sürekli evde olmak bana yaramıyor, yardımcısız hayat benim için çekilmiyor :(


Etek giyilecekmiş :)

Okulda Itır hep etek/elbise giyiyormuş, dün de kankası Esma kırmızı bir elbise giyince, bizimki de eve gelip yarın etek giyeyim dedi :))

Ben pantolon bebesiyim ama Zeyno'yu aldı bir elbise/etek merakı, bugün giyindik süslendik, okula giderken :))


Tabi alış veriş kolik anne, Amerikadan gelecek amcalara hemen verdi güzel güzel elbise etek siparişlerini :))

32 diş Can :)

Gecenin saat 4'ü, mızlanarak uyanılır, göz göze gelinmesin sakın, o anda sabah oldu zannediyor, henüz tek dişi olmayan ağzında 32 diş sırıtıyor :)) hele bir de sen de gülersen vay haline, karşılıklı au au  muhabbeti başlıyor, tabi 32 diş sırıtmaya devam edilerek :))

Ya bu aşk bu sevgi olmasa, valla çekilecek dert değilsin Can paşa :))


19 Kasım 2014 Çarşamba

Hava durumları

Bugün konumuz hava durumu :))

Zeynep okulda hava durumunu öğreniyor bıgün...


Sınıfımızda malum yakışıklı Kerem var , Kerem çok yakışıklı olduğu gibi bir de süper ingilizce konuşuyormuş( amerikadan yeni gelmişler) Zeynep itiraf ediyor, o güzel konuşamıyormuş, bir tek Keyem güzel konuşabiliyormuş :))


18 Kasım 2014 Salı

Bay Zürafa ve Can

Bu oyun halısını İrem ve Onur, Zeyno'ya hediye almıştı... Doğar doğmaz koymaya başlamıştım... İlk zamanlar hiç ama hiç ilgilenmeyen, 5 dakika bile halıda durmayan Zeyno'nun sonradan favori oyuncağı olmuştu bu oyun halısı.... Sonra birkaç bebek daha büyüttü, geri geldi evimize... Şimdi Can oynuyor onunla....

Can ve bay zürafanın aşkı görülmeye değer gerçekten :)))


14 Kasım 2014 Cuma

Okul günlüğü... ayak boyama

Bugün okulda ayak boyama ve doku tablosu faaliyetleri yapmışlar.

Akşam nasıl ayaklarla gelecek şimdiden merak konusu :))


Herkes çorabını çıkarıp pantolonu sıvamış, benim yangın Ayşe komple soyunmuş :))



12 Kasım 2014 Çarşamba

Kurtlu Zeyno :(

Nazar değmesin Zeyno'nun epeydir iştahı çok iyi...
Ama 3 yaş doktor kontrolünden beri 500gr verdi...
Sürekli karnım ağrıyor diyor...
Poposu kaşınıp duruyor ve zor kaka yapıyor...
Tüm bunları anlatınca Zekai bey test yaptırmaya gerek yok, kurt var dedi...

Bir ilaç verdi, pazartesi verdik hemen, haftaya pazartesi 1 doz daha vereceğiz, gerek olursa 1 doz daha...


Bu arada tüm çamaşırlarını attım yıkadım, ütüledim...

Bakalım inşallah fayda eder...


Kusma huyu :(

Zeynep kusmazdı, Can'ım kusma huyu var... Binbir zahmetle emdiğim sütümü kusunca sinirden ağlayasım geliyor...her yolu denedim... Midesini birden bire doldurmuyorum, olmuyor... Biberondan içer içmez gazını çıkarmak için kaldırmıyorum(5-10 dakika bekliyorum), olmuyor...

Abartmıyorum, günde 10 tane önlük kirle iyor...

Kusunca, hıçkırık tutuyor, hıçkırık geçsin diye tekrar emiyor, tekrar emince yine kusuyor... Bu döngüyle geçiyor günler...

3.ay doktor kontrolü notlarımız

10 kasımda 3. Ay kontrolümüz ve rota aşımızın ilk dozu için Zekai dedemizdeydik...zeyno 3 dozluk rota aşısı içmişti, Can için 2 dozluk olanını tavsiye etti zekai bey...


58 cm'den 62 cm'e uzamış boyu...
1100gr almış, 6430 olmuş...3.aya dair tüm gelişim basamaklarını başarıyla atladı, hatta bazı hareketleri 4.ayın hareketleriymiş...


En çok sosyalleşmesine bayıldı zekai dedemiz... Aslında 4. Ayda sesli kahkahalar başlarmış, oysaki Can yüzüne bakar bakmaz en içten kahkası ile selamlıyor sizi, hele hele biraz sohbete başlayınca, gülücükler gülücükler gülücükler...


En çok beni emmemesine kızdı Zekai dedemiz, Zeyno küçüktü güçsüzdü ama Can resmen eşşekliğine emmiyor seni dedi... Bir ilaç verdi, 3 gün süreyle günde 3 defa kullanacakmışım, sütümün miktarını değil ama debisini artıracakmış, bu sayede belki beni emebilirmiş, bakalım deneyeyim fayda görürsem yazacağım...



9 Kasım 2014 Pazar

Grip sezonu volume 1

Ne de güzel bir cumartesiydi aslında... Pastırma yazı kemiklerimizi ısıttı... Güzel bir sabaha uyandık, hazırlandık gittik Bora'nın mevlüdüne, dualar okundu yemekler yendi... Ve sonra gün boyu evde sıkılan Efe ve Nisa'yı eğlendirmeye Cevahir çocuk oyun parkına...

Eve geldiğinizde hala iyiydim, en son yatarken çok fena bir hapşurdum ve hayır olsun dedim... Gece süt sağmaya bile kalkamadım, sabah yastıktan kafamı ayıramadım... Tüm gün salya sümük yattım... ilker çocukları alıp Nurcan anneme gitti... Valla ne yalan söyleyeyim, Epeydir böyle kafa dinlememiştim...

Grip sezonunu benimle açtık bakalım😔, çocuklardan uzak olsun...

7 Kasım 2014 Cuma

Baby chef Zeyno...

Bugün baş kankalarınızdan Bora'nın sünnet mevlüdüne gideceğiz, dün Zeynoşla anne kız mutfaktaydık...
Zeyno usta, Floransa'da yaptırdığımız baby chef önlüğünü hak etmeye başladı artık... Karıştıra karıştıra karıştıra kendi elleriyle Bora'ya tatlı bir süpriz hazırladı :)))



(Sinirlerimi her gördüğümde yıpratmamak için mutfağın ne hale geldiğinin fotoğraflarını paylaşmıyorum :)) )
İ

Okul özlemi...

Melih babanın cenazesi yüzünden erken döndük Ankara'dn, Can'a babanne baktı, Zeyno doğru okula.... Nasıl özlemiş, nasıl özlemiş okulu sorma :))


Bir kez daha emin oldum ki, çocuk dediğin mümkün olan en erken zamanda okula başlatılmalı.... Harika harika harika şeyler yapıyorlar ...






Arkadaşınla, ye-iç-gez-toz, aman aman iş yapma… bu da bana ders olsun…

Yaz başıydı ilk kez Ebru ile konuştuğumuzda, doğum öncesi, doğum, doğum sonrası fotoğrafları çekeriz dedi, hatta bir de beni kırmadı, yaklaşık 6 ay sonra abla-kardeş stüdyo çekimini de fiyatın içine ekledi…

Doğum öncesi fotoğraf çekimi için Temmuz ayında ayarlamaya çalıştığımız günde yağmur yağmasından belliydi bu işte bir terslik olacağı…

Doğum öncesi fotoğraf çekimini 09 Ağustos günü, yani Can’ın doğduğu gün yapabildik, tabi kim bilebilirdi Can bebeğin beklenenden 3 hafta önce geleceğini…

Doğum öncesi fotoğraf çekimi, 2 saatten fazla sürdü, ama elimizde 5 tane güzel fotoğraf var, gerisi boş… gerçekten şok oldum fotoğrafları görünce…

Ebru’nun stüdyosundan ayrıldığımızda nereden bilebilirdik, birkaç saat sonra doğum yapacağımı… Hastaneye gider gitmez İlker aradı Ebru’yu, kızcağız elinden geleni yaptı yetişmek için ama tabi İstanbul trafiğinde doğuma yetişemedi, sonuç olarak doğum anına dair sadece İlker’in makinesinden çıkan birkaç iphone fotoğrafımız var…

Ebru doğumdan sonra yetişti, o akşam birkaç saat ve ertesi gün birkaç saat gelip fotoğrafları çekti… Buraya kadar herşey normal…

Sonra bir türlü yeni doğan çekimi için gün belirleyemedik… önce o birkaç kez aradı beni, sonra ben ona ulaşmaya çalıştım… Sonuç olarak, kardeşi ile birlikte çıkacakları Amerika tatilinden önce yapalım çekimi dedi (perşembeye kadar gel dedi), ben Salı veya Çarşamba geleyim deyince de biz günleri doldurduk dedi çekime almadı bizi… Amerika dönüşü sonrası Can artık 2 aylık olacağı için, yenidoğan çekimine geç kalacaktık… Ben bir şey demeden, “mahcup oldum, doğum öncesi çekim hariç paranız iade” dedi, kafasına göre yatırdığım paranın bir kısmını aldı geri yolladı bana… Kalakaldım doğum sonrası fotoğraf çekimi olmadan ortada… Allah’tan Nazan koştu imdadıma, çekimsiz kalmadı Can…

Sonra bekle ki Ebru’dan fotoğraflar gelsin…

“Ebru hadi gönder fotoğrafları, seçeyim de albümü yapalım artık” dedim, biz sana paranı iade ettik, doğum öncesi çekiminde albüm yok dedi, kaldık albümsüz ortada…

Neyse fotoğrafları gönder dedim, bizim hard disk yandı, senin 2. Gün hastane çekimleri yok dedi… böyle bir günün tekrarı olabilir mi, böyle bir data kaybolabilir mi… Bunun nasıl önlemini almazsın, fotoğrafları nasıl kopyalamazsın!!! Neyse her işte var bir hayır, elinde ne varsa onu gönder dedim… Haftaya dedi, 20 gün oldu yollamadı, sonra yolladım dedi, gelen giden kargo yok… sonuçta bana ait özel bir günün fotoğrafları kargoda nasıl kaybolur, mng kargoyu aradım durdum, yok böyle bir kargo dediler… Ebru, “Hindistan’dayım, gelince bakacağım, sana haber vereceğim” dedi… Geldi, yine ses soluk yok… Bir kez daha ben sordum, “ben mng kargoda kargoyu bulduramıyorum, bana takip no.sunu ver” dedim… “biz onu geri istettik, bize geri geldi, biz şimdi sana tekrar yolluyoruz” dedi… düştü içime bir kurt, “yolla takip no.sunu bende check edeceğim, gönderip geri istetmiş olduğunu” dedim, “çok yoğunuz, takip no.su yollayamam şimdi sana” dedi… var mıydı böyle bir kargo gerçekten, o da şüpheli, hadi yine ben safı oynayayım, ayıp olmasın!!!

Can doğalı 2 gün sonra 3 ay olacak, bugün sonunda mng kargodan geldi fotoğraflar, tabi ki 2. Günün fotoğrafları yok, insan bekliyor ki bu kadar terslikten sonra bir güzellik yapmış olsun, ufak bir albüm yapmış olsun, gönlümü birazcık almış olsun, ama nerdeeeeee,  üstüne üstlük bir de kargo parası karşı ödemeli yollamış CD’yi J Bu son darbe artık gerçekten bardağı taşıran, bana bu yazıyı yazdıran damla oldu…


Arkadaşınla iş yapmak mı, yok yok bundan sonra şöyle bir kenarda dursun… Mavist fotoğrafla bir daha çalışmak mı, aman aman eksik olsun…

5 Kasım 2014 Çarşamba

2 çocuk bana zor :(

2 çocuklu hayat zor, gerçekten zor,  benim gibi sabırsız insana daha da zor :((

Zeyno bebek desen bebek değil, çocuk desen çocuk değil, o kadar aradaki :((

Neredeyse her akşam üstü 4-7 arası Can'ın bir krizi tutuyor, yüzlerce değişik tutuş arasından rahat olduğunu bulduğu anda o halde kalmaya çalışıyorum ama Zeynonun sabit kalması mümkün mü :( zaten zar zor susan çocuğa dokunması ile kedi yavrusunun kuyruğuna basılmış gibi bağırması bir oluyor... Sonra tüm süreç baştan başlıyor...

Zeyno büyürken bildiğimizin en iyisini yapmaya çalıştık ama büyük birşeyi yanlış yapmışız...teyzesine sürekli aman siz zeyno'nun yanında durun, aman zeynoyu yanlız bırakmayın deyip durduk, şimdi çocuk odasında 5 dakika kendi başına oyun oynayamıyor :( sürekli yanına adam arıyor...

Öğleden sonra saat 4-7 arası evin içinde huni takıp gezmek istiyorum şuaralar :(

Can'da artık kendi yatağında yatıyor...

Tarih 5 Kasım, Can 4 gün sonra 3 aylık... Bugün Ankara'dan döndük ve onu ilk kez kendi yatağında yatırdım...

Zeyno'yu 40'ından sonra yatırmıştık, bu sefer biraz geç kaldık, ama valla hala gözümde biraz büyüyor gece kalkıp odasında ona süt vermek, beşiğiyle yanıbaşımda uyurken kolay oluveriyordı... 

Zeyno bir odada, Can bir odada, bakalım yeni hayatımızda bizi neler bekliyor göreceğiz...

4 Kasım 2014 Salı

yapma be Melih baba :(

Her geceki gibi bir geceydi önce...Gece 3'te sütümü sağıp yatmak istemiştim... Uyku tutmamasından belliymiş acı bir haber alacağımız... Saat 4'te çalan telefona uyandık ma-aile... Firat babamı kaybettik dediğinde, babam salonun ortasında kalakaldı, ben antrede...

Doğduğumdan beri tanıdığım insan...canım Melih amcam 1 saat önce geçirdiği kalp krizine yenik düşmüş :((

Tüm çocukluğumuz Zeki baba, Melih baba, Cemal babanın üniversite yıllarındaki acı tatlı anılarını dinleyerek geçti... Onların ki hiç kopmayan, yıllar geçtikçe çocukların eklenmesiyle daha da büyüyen, daha da yeşillenen bir dostluk... Biri İstanbul'da, biri Ankara'da, biri Samsun'da 3 adamın hikayesi onların ki... Nerede olurlarsa olsunlar birbirlerinin sesini duymadan yaşamadıkları bir
ömür...dile kolay 40 yıllık dostluk...

Ve şimdi birden bire hain bir kalp krizi ile son bulan bir nefes... Yakışmadı Melih baba, hiç yakışması bu veda sana :(







2 Kasım 2014 Pazar

Ankara günlüğü... Yarısı bitti bile :(

Ankara günlerimiz yine birbirinden güzel geçiyor... İnsanın ailesi gibisi yok...


Bu sefer ziyaret biraz uzun olunca, epeydir görmediğimiz aile fertlerimizi, evliler kervanına katılan, bebeği olan arkadaşlarımızı ziyaret de edebildik...


Allah nazarlardan saklasın Can biraz düzene girdi... Daha doğrusu gündüzü kısa uykularla geçirse bile, akşam 4-7 arası süren krizden sonra, en geç 8 gibi akşam uykusuna yatıyor... 11 beslenmesinin ardından, gece 2-3 arası 1 defa kalkıyor, daha sonra sabah 6 civarında... Sabah 6 kalkışı hem acıkmaktan hem bezinin rahatsızlığından hem de burun tıkanıklığından oluyor... Ankaranın havası kuru, ma-aile hepimizin burnu tıkalı... can'ın burnu için otribebe kullanıyorum, serum fizyolojiği sıkıyorum, sonra vakumla çekiyorum... Aslında çekerken Can çok ağlıyor, muhtemelen beyni çekiliyor gibi oluyordur ama saniyeler süren eziyetten sonra nasıl rahatladığını görünce buna değer diyorum...

Tracy hogg teyzenin bebek bakım sorunlarına muhteşem çözümler kitabını yeniden okumaya başladım... İlk amacım hatalı ebeveynlik hareketlerinden uzak durmak, Allahtan onları pek unutmamışım, aynı Zeynep'te olduğu gibi Can'ı da sallamıyorum, pış pışlamıyorum, ayakta gezdirip durmuyorum... Zeynep'te yaptığım hatayı yapmamak için Can'ı eğer keyfi yerindeyse biraz kendi başına oynamaya bırakıyorum... Şuaralar bu süre 10-15 dakikayı geçmiyor ama uzun vadede süreyi uzatacağımızı düşünüyorum...

Can'da aynı Zeynep gibi, beni emmiyor... Yani bazen emiyor ama keyif için, yine biberon bebesi oldu, şimdilik günde 1 öğün 120ml mamayla işi kurtarıyorum, geri kalanında sağdığım sütüm yetiyor... En yakın arkadaşım hastane tipi kiraladığım medela süt sağma makinam...

 Buarada eski makinam avent'i de buldum Ankarada, medela'nın tek farkı iki göpsü birden sağdığı için 10 dakikada işi bitirmesi, ama ml olarak aventten bir farkı yok ( hani daha güçlü, daha vakumlu lafları yalan, 3 sene önce almış ve tepe tepe kullanmış olduğum aventim hala taş gibi) 

Tracy teyze 3 aylıktan itibaren, gece 11 beslenmesinin ardından, sabaha kadar uyuması gerektiğini, sabaha karşı 2-4 civarında olan uyanmaların acıkmaktan değil, huy edindiği için olduğunu iddia ediyor, bu sebeple de easy metoduna şöyle birşey ekliyor... Akşam 7'deki beslenmeden sonra saat 9'da depo fullemesi yapın, saat 12'den önce de 1 defa gece öğünü verin... Buna rağmen eğer gece yine de uyanıyorsa, gündüz beslenmelerindeki sütü azar azar artırın, geceye tok girmesini sağlayın... Aç olmadığından emin olduktan sonra gece bu kalkmalar olursa kesinlikle süt vermeyin, gerekirse yatır kaldır yöntemi ile    Uykusuna devam ettirin ama beslemeyin diyor... Bakalım ayın 9'unda 3 aylık olacak Can, ben Tracy teyzemin dediğini yapıcam :)... zeynep'te bu metodu uygulamıştım ve gerçekten akşam 8'de yatan sabah 7'de kalkan bir çocuğum vardı uzun süre... ( 5 aylıkken bile gece 1 kez kalkmayan Zeynep, 1 haftadır Ankarada yatağı bize dar ediyor, her gece ağlayarak uyanıyor ve ortamızda yatıyor, Ankarada kural yok ama İstanbula gidince işimiz var ) :((