Zeyno ve Can

Zeyno ve Can

24 Ağustos 2016 Çarşamba

Yeni keşfim Let pacific

http://www.letpacificfood.com/shop/

Burada yaşayan Türk arkadaşlarım bir site önerdiler, Let Pacific... Bildiğimiz Türk ürünlerinin hepsi var, tabi ki Türkiye fiyatlarıyla aynı değil, ama o kadar da yüksek değil... Bence mutfak stoğumuz bittiği zaman buradan alış veriş yapmaya başlayacağım. Hem de uygun bir ücret karşılığı eve kadar getiriyorlar. Ohhhh beeee, hasretlik olmayacak burada :)

Market keşifleri Salça

Türkiye'den annemin valizinde gelen bir kutu tat salça 22 günde bitti, demek ki biz ayda 1.5 kutu salça yiyormuşuz :)

Marketlerde salça yok tabi, ancak İtalyan ürünlerinin olduğu raflarda tomato paste olarak bulunabiliyor, tabi ki küçücük boylarda :)  


170gr'lık bu kutuyu bugün 12.9hkd'ye yani 5Tl'ye aldım, tadı bence bizim salçamızla aynıydı.

22 Ağustos 2016 Pazartesi

American School Fotoğraf çekiminde bir Türk kızı :)

Bu hafta okuldan bir davet aldık, haftasonu gerçekleşecek okulu tanıtıcı fotoğraf çekiminde Zeynep'i de kullanmak istiyorlardı.  Bugün gittik ve sabah uniformalarımızı aldık. Haftada 2 gün elbise, 3 gün ise şort-bluz giyeceklermiş. 3/4 yaş biraz küçük,5/6 yaş epey büyük oldu ama 5/6 aldık, artık annem onlara bir ayar çekecek gitmeden :)



Fotoğraf çekimi oldukça uzun sürdü, tabi Zeynep hem insanları tanımadığı için ama daha da çok İngilizcesi diğer çocuklar kadar iyi olmadığı için epey bir utandı. Ama bugün ona iyi bir hatırlatma oldu, sürekli burada kimse Türkçe bilmiyor ki, herkes Ingilizçe konuşuyor ki deyip duruyor.

Çekimde bugün öğretmen kitap okuyor, çocuklara şimdi kız burada ne yapmalıydı diye soruyor. Çocuk "she should have gone" diye başlayan cümle kuruyor :) biz daha "ı go" kısmındayız :)




19 Ağustos 2016 Cuma

Zeynep doğmuş, bugün tam 5 olmuş



Ne demiş Özdemir Asaf, 'bir seviyi anlamak, bir yaşam harcamaktır, harcayacaksın!'. Ya da ne demis rahmetli anneannem, `koca adamı kocatmaz, çocuk kocatır, kocayacaksın!`… 5 yıl önce tam da bugün, 15 saat süren zorlu savaştan çıktığımızda ikimizde yorgunduk… sen kedi gibi uysaldın, ben heyecanlı ama en çok da şaşkın…canınla canlandım, varlığınla anlamlandım… ilk goz ağrım, duygusalım, herşeyi bilmişim… dogumgününde ne istersin sorusunun cevabını 1 gündür aralıksız sıralayanım… uydurduğu mantıklı sebeplerle beni bile aslında ipad izlemenin ne kadar faydalı olduğuna inandıranım… adamı sulu götürüp , susuz getirenim… istedigi olmadığı anda `ömür boyu` küsenim, 2 dakika sonra affeden koca yüreklim… gülen gözleriyle umut saçanım, hazinesi yüreğinde saklım… Iyi ki dogdun, iyi ki bizi bizi buldun...


17 Ağustos 2016 Çarşamba

Bakıcı sorunsalı, HK'da da olmazsa olmazdı zaten :)

Allah'ım Türkiye'de çok çektirdin bana... Burada umarım tecrübe sahibi yapmazsın beni diye çıktım yola... Ama yine kötü bir başlangıçla başladık...

HK'da bol bol Filipinli ve Endonezyalı bakıcı var. Devletin belirlediği minimum ücret 4.210hkd(yani 540 usd), eğer evde sizinle yemek yemesini istemiyorsanız veya kendisi sizinle yemek yemek istemiyorsa yaklaşık 1.000hkd(yani 130 usd) daha veriyorsunuz, kendi yemek alış verişini kendisi yapıyor, kendi pişirdiğini kendisi yiyor. Tabi tecrübe arttıkça fiyatın 300-500 hkd kadar arttığı durumlar olabiliyor.

Ama iş bu kadar kolay değil tabi. 4 tip durum olabiliyor.

1)Filipinden gelmek isteyenler: bunların işlemleri zor ve yorucu, ayrıca sözleşme imzalandıktan sonra yaklaşık 8-10 hafta arasında sürüyor bir Filipinlinin buraya gelmesi. Ajansla çalışmak gerekiyor, çünkü hem burada işlemlerin takip edilmesi hem de Filipinlerde ajansla devlet işlerinin yapılması gerekiyor. Dolayısıyla biz bu işe girişmedik, şuanda HK'da olan bakıcılara yoğunlaştık.

2) Filipinlerden yeni gelmiş olanlar: bu grup çok kalabalık, ama o HK'a yabancı biz yabancı, bu iş zor olur diye düşündük. Yani en azından market nerde, pazar nerde, metroya nasıl binilir inilir, bilen biri olsun istedik.

3) HK'da çalışırken herhangi bir sebeple 2 yıldan önce kontratı bitenler( işveren bitirmiş olabilir veya işçi bitirmiş olabilir). Bu durumda 4 özel durum var, eğer durum bu 4 özelden birine girmiyorsa, kadın sizinle sözleşme imzalamış olsa bile, kontratın fesh edildiği immigration office'e bildirildikten 14 gün sonra ülkeden çıkması gerekiyor. Kadının geri gitmesi gelmesi süreci 6/8 hafta sürüyor. 
Ama eğer fesih sebebi bu 4 sebepten biri ise bu durumda ülkeden gitmesine gerek olmadan sanki bitmiş kontrat gibi, yeni işverenle sözleşme imzalayıp, hayatına burada devam edebiliyor.



4) 2 yıllık sözleşmesi bitenler (en kıymetli grubumuz): bir işverenle sözleşme imzalandıktan sonra 2 yılın tamamlanmasına 1 ay kala, uzatılmasına karar verilip uzama işlemleri başlatılıyor, veya işveren/işçi devam etmemey ve ayrılma tarihine karar verebiliyor( en geç 2 yıllık sürenin bitişine kadar olabilir). Bu durumda artık helper boşta oluyor ve istediği yeni bir işverenle sözleşme imzalayabiliyor. İşte bu sebeple bunlar en kıymetli grubumuz diyorum, çünkü hem HK'u biliyorlar, hem de yeni işverenle sözleşme imzalandığında ülkesine gitmelerine gerek olmuyor, hem de immigration office işlemleri o kadar düz ki, ajans bile bizimle çalışmanıza gerek yok, helper kendisi yapabilir diyor. Dolayısıyla biz de pek çok insan gibi bu gruptan birilerine bakıyoruz günlerdir. 

Bakıyoruz, geliyorlar, görüşüyoruz, çok mülayım ve iyi davranıyorlar, ayrıldıktan birkaç saat sonra 'sorry ma'am' diye başlayan, başka bir işverenle anlaştım mesajı geliyor. Ajansların söylediğine göre biz 2 çocuklu olduğumuz için zor aile kategorisindeyiz. Daha cok tek çocuk+köpek, veya yaşlı bakımı istiyorlarmış. 

Aslnda yasal olarak evde kalmaları zorunlu, ancak pek çoğu bize akşamları kendi evinde kalmak istediğini söyledi( ama bu bizim tercihimiz değil). Ayrıca part time çalışanlar felan da var.

Peki bakıcı nereden aranır. Tabi ki en kolayı ajansdan aranır, bence bu konuda en doğru adres Fair employment agency; ben kendileri ile bir sözleşme imzalamamış olmama rağmen o kadar yardımcı oldular, her soruma o kadar uzun uzun cevap verdiler ki, gerçekten ben eğer bir ajansla çalışacak olsam onlarla çalışırdım. Ama kendileri bana ısrarla ajansla çalışmama gerek olmadığını çünkü formları bizim dolduracağımızı, helper'ında kendisinin başvuru yapması gerektiğini söylüyorlar. 

Bence en doğru bakıcı arama adresi facebook'da Hongkong moms grubu, insanlar oraya hem helper arıyorum diye ilan bırakabiliyor, hem de özellikle expat aileler giderken bakıcılarıyla ilgili referanslı ilan yayınlıyor, tabi bu durum 3'de anlattığım 'relocation' durumuna girdiği için bu kişiler de kıymetli oluyor(hele ki bir expat ailenin yanında çalışmış ve ondan referans almış kişiyse) ve taliplileri çok oluyor. Biz bu siteden 3 kişiyle görüştük, 3'ü de ertesi gün bize başkasıyla anlaştım diye döndü :)

Başka bir sitede facebook hongkong domestic helper job sayfası. Buraya siz ilan veriyorsunuz, adaylar size mesaj bırakıyor, ben bir ilan yazdım en az 50 kişi ilgileniyorum diye mesaj yazdı, ama bunlar içinde de durumu uygun birin bulmak çok ama çok zor. Biz henüz sözleşme imzalamamış olduğumuz helper'ı buradan bulduk. Adı Gina, 26 yaşında, 2 yıldır burada, ve çinli bir aileyle yaşıyor, aile hiç ingilizce bilmediği için kontratı bitince ayrılmak istiyor. Aslında aileden referans check felan yapamamış durumda olduğumuz için biraz risk alıyoruz, ama ne bileyim ben konuşunca içim ısındı bu kıza, inşallah hislerimde yanılmam, çocuklarıma iyi bir abla olur bu kız.

Peki gel gelelim helper'ı bulduk, işlemleri nasıl yapacağız. Öncelikle, immigration office'e gidip 2.katta 'forms' yazan deske gidip sarı föyü almak gerekiyor. Lazım olan herşey onun içinde var, tüm formlar ayrıntılı bilgiler. O katta bir de 'enquiries' diye bir bölüm var, eğer sorunuz varsa sıraya girip oraya sorabiliyorsunuz. 

Formların doldurulması ve imzalanması gerekiyor.( 4 set halinde standart employment contract), bizim dolduracağımız form, helper'ın dolduracağı form. Ayrıca bir de bir önceki işvereni ile karşılıklı imzalayacağı release letter. ( bu o dosyada yoktu, ben bunu 'enquiries' bölümünde sorularımı sorduğum adam verdi bana). 
Bu release letter'da son iş gününün( en geç 2 yıllık sürenin bittiği gün) olarak yazılması gerekiyor. Süre bitmesine 10-15 gün kala da yazılabilir, ancak bu durumda erken bitirmeyi isteyen taraf diğer tarafa ihbar tazminatı gibi birşey ödeyebilirmiş.


Bu da bana sevgili fair employment agency'nin yolladığı finished contract helper için yapılması gerekenler listesi.






Peki gel gelelim biz ne yaptık, HK moms ve diğer bahsettiğim sitelerden önce denedim şansımı referanslı adayları check ettim, bir süri görüşme yaptım, hepsi yes ma'am deyip durdu ne dersem, ama ertesi gün arayıp başka yerle anlaştım dedi, çinkü biz 2 çocuklu bir aileyiz, pek çoğu ( özellikle referanslı olanlar tek çocuk istiyor), sonra facebook'dan birini buldum( başka birinin postunun altına iş bakıyorum yazan bir kız), buluşalım dedim, buluştuk, benim kıza içim çok ısındı, 26 yaşında bekar, filipinlerde okuyan 2 tane kardeşine bakmak için çalışıyormuş, kaldığımız service apartmana geldi ve çocuklarla tanıştı onları çok sevdi, 2 yıldır buradaymış ve Çinli bir aile ile çalışıyormuş, ama Çinli aile hiç ingilizce bilmediği için onlardan ayrılmak istiyormuş( kız sadece haftada 2 kere çocuklara ingilizce dersi için gelen özel öğretmene diyeceklerini diyerek aileyle anlaşmaya çalışıyormuş), görüştüğümüzde neredeyse Ağustos sonuydu ve 10 Eylülde kontratı bitiyordu, gayet güzel bir zamanlama oldu, tüm evrakları hazırladık ve Gina immigration office'e gitti, ancak SÜPRİZ! Immigration office Gina'nın bizde çalışması için vizeyi 5 Ekim'e verdi, ve o tarihe kadar çalışamazsın dedi :( ben tabi ki de bir Türk olarak, ya saçmalama gel başla, kim bilecek dedim, ama kızcağız çok korktu başımıza bela alırız dedi, ve bende 1-2 ajansla konuştum, onlarda sakın böyle birşey yapmayın random check yaprlar, yakalanırsanız kızı sınırdışı ederler, size ise paraya döndürülemez hapis cezası var dediler ( yok artık dedim ama yine de riski alamadım) ve sonuç olarak 5 ekim olmasını bekliyoruz, birkaç kere çok acil işim oldu ve Gina'ya gel demek zorunda kaldım, birkaç saat çocuklara bakmama yardım etti, çok yumuşak başlı ve uyumlu bir kız, umarım Allah utandırmaz ve sonuna kadar böyle devam eder.





Market keşifleri... Yağ olayı...


Ne yağı kullanmalı acaba... Marketlerde özellikle yer fıstığı yağı ve kanola yağı var. Zeytinyağı sadece ithal gelmiş olanlar var. Mısır yağı da oldukça fazla... Ama yine de dikkat ediyorum insanlar genelde kanalo yağı alıyorlar... Ayçiçek yağı ise neredeyse yok... Eeee ayçekirdeği ve zeytin buraların ürünü değil ne de olsa :)

İlk geldiğimizde yemeklerde kulllanmak için ayçiçek yağı almıştık.

Aslında İlker kızartma yapmak için en ideal yağın kanalo yağı olduğunu söylüyor, cipsleri onunla kızartıyorlarmış... Ama yemeklerde kullanmak için tadı bize farklı gelebilir belki diye dün marketten bu 3'lü paket mısır yağını aldım. Ne de olsa şuanda pek de kızartma yapmıyoruz... Litresi indirimle 9-10TL gibi birşeye geldi( kanalo ve yer fıstığı daha da ucuz)

Ama ilk fırsatta yer fıstığı yağını ve kanalo yağını da deneyeceğim.

Meyve keşifleri

Ben bir meyve severim. Can bana çekmiş, Zeynep'de muzdan başka birşey yemez...

Burada hergün yeni birşeyler deniyoruz.

Namı değer dragon fruit, dışı pembe, içi beyaz benekli, şanslıysan tatlı, değilsen birşeye benzemiyor :)

Benim favorim Longan; dışı ceviz veya fındık gibi sert, ama kolayca soyuluyor, seffaf, yumuşak ortasında ufacık bir çekirdeği olan harika bir meyve. Sinir sistemine de cok iyi geliyormuş. Ben tadını Lychee'ye benzettim ama  değilmiş, zaten onun dışı pembe/kırmızı birşey oluyordu, aslında Lychee'de bir çin meyvesi ama henüz göremedim, belki meysimi değildir.


Bu dışı sert, içi sarımsağa benzeyen meyve de Mangosteen. Soyması çok zor, tadı da mükemmel değil hani. Olmasa da olur :)


16 Ağustos 2016 Salı

Market keşifleri...

Marketleri keşfetmek epey zaman alacak gibi, o yüzden ben yavaş yavaş aklımda olanları yazayım.

Ben de her yeni yurtdışında yaşamaya başlayan kişi gibi, tabi ki önceliği bildiğim markalara veriyorum, ancak benim bildiğim markaların hepsi avrupa markaları ve avrupadan ithal gelen herşey burada inanılmaz pahalı.

Marketlerde birşey keşfettim, son kullanma tarihi yaklaşan ürünlerde özel indirimler yapıyorlar, ben de alacaklarımın yanına mutlaka onlardan da ekliyorum, bu sayede hergün yeni bir tat öğreniyoruz.bazıları felaket tabi :))
Bugün sarı cherry aldım mesela, 250gr normalde 18TL kadardı, bugün 5TL'ye düşmüş :) Tadı da çok güzeldi. 

yoğurt burada gerçekten çok sorunlu, neredeyse sadece meyveli yoğurt var, sade yoğurt için 2 marka gördüm, biri yunan doğurdu, diğeri sade yoğurt diye geçiyor, yunan yoğurdunun yarım kilosu 17 tl, sade yoğurdun yarım kilosu 10tl kadarcık :) Biz de günlük süt alıp, kendi yoğurdumuzu mayalamaya başladık, hem ekonomik oldu hem de tadı da baya güzel oldu, bizim çocuklara yoğurt yetiştiremiyoruz malum :) 

Burada süt ürünleri epey sorunlu, günlük sütün kilosu 7-12TL arasında, o yüzden formül süt her yerde var. 0 yaştan başlıyor, yetişkinler için bile var, insanlar suyla karıştırıp bunu içiyorlar. Ama biz yine de sütten vazgeçemeyiz.




Başka bir sorunlu konu ise peynir :( zaten beyaz peyniri hayal etmeyi bırakalı çok olmuştu, ama en azından bir cheddar, bir mozarella vardık diyordum, var tabi ama hepsi italya yada fransadan ithal ve pahalı. Ama ben bugün yine de dayanamayıp bunları aldım. 


Bir de süpriz birşey aldım, soya peyniri :). Burada herkes bunu yiyor, her çeşidi var, fiyatı da cok ucuz, yani 200gr la vache qui ri'nin 15TL olduğu bir yerde, bu soya peyniri 2-3TL felan. Bakalım yarın kahvaltıdan sonra yorumları yazarım :)



Ps: soya peyniri ile ilgili yazdıklarıma kahvaltıdan sonra ek yapıyorum. Rezalet birşey, peynir desen peynir değil, ne olduğunu anlamadım. Hani lora benziyor desen benzemiyor da... Acaba markaya göre değişiyor mu bilmiyorum, ama yok yenecek gibi değil gerçekten :)


14 Ağustos 2016 Pazar

Çocuk oyun alanı keşifleri

Malum 9 Ağustos Can'ın doğumgünüydü, o gün çocuklarla birşeyler yapmak istedik, ama hava yağmurluydu, kapalı alanlardan birine gidecektik. Biraz araştırınca wan chai'de hope well center'da little beetles playroom alanına gittik. O kadar ufak bir yerdi ki, yarım saat bile oynayamadı çocuklar. Yarım saati 50 HKd ancak bence tam bir zaman kaybıydı :(


Bugün hava yine pek güzel olmayınca bu sefer internette araştırırken, halka açık kapalı oyun alanları olduğunu gördüm, hatta bir tanesi hemen evimizin dibindeydi. Buraya geldik ve çocuklar çok  eğlendiler. Tertemiz bir yer, herkes bakıcısıyla gelmiş. Üstelik bedava :)

HK'da çocuklarla gidilebilecek halka açık oyun alanlarının listesi ektedir.






Can 2 yaşında...

@09 Ağustos


Küçük adamım, koca yüreklim... Bugün tam 2 yaşındasın...Doğduğun topraklardan kilometrelerce uzaktasın... Ne olduğundan bir haber, küçücük elin elimden ayrılmadan, yepyeni dünyana alışmaya çalışmaktasın...sevdiğin insanlara el sallamakta, sevmediklerine uyarı niteliğinde baş parmağını sallamaktasın... İstemediğin birşey olduğunda, kendini yerlerden yerlere atmaktasın... Ablanı 4 yaşına kadar koruduğumuz şeker-çikolata dünyasında, artık gurme klasmanındasın... 5-12 yaş arası kullanılabilen scooter'da canavarsın... Direksiyonda ustasın...Açlığa bir de uykusuzluğa dayanamazsın... Bir gülüşünle, dünyamızı durdurabildiğinin farkındasın... Ne demiştim... Senin adın CAN, hayatımın CANı CANanı olmak için geldin dünyaya... capCANlı günler getirdin bana...

Not: senin doğumgünü mesajını yukarıdaki fotoğrafla yayınladıktan sonra sevgili Şerife teyze senin fotoğrafını suluboya ile yapmış. Bence harika olmuş.

Expat camiası ve yeni bebek arabamız

Malum bizim çocuklar 5 ve 2 yaşında, ama buraya geldiğimizden beri 2 tane 3 yaşında çocuğumuz varmış gibi. Can boyundan büyük işlerin adamı, ablasına aldığımız scooter'dan inmiyor, artislik yapıp tek ayağını yana açarak felan gezmelere başladı sıpam.

Zeynep ise geldik geleli bir bebek, 100 metre yol yürümüyor, yoruldum dönelim diyor, veya kendini taşıtıyor, Can'ın bebek arabasından inmiyor, daha evden çıkmadan geçip arabaya yerleşiyor. Hal böyle olunca kapandık eve bir yere gidemez olduk İlker işteyken. 

Sonra bir site keşfettim, asiaexpat.com, insanlar kullanmadığı, yeni/eski herşeyi satıyor burada, özellikle HK'dan taşınırken yok pahasına gidiyor herşey. 

Bir aile ilan vermiş, 4.000hkd'lik 2 çocuklu bebek arabası hediye gelmiş, hiç kullanmamışlar, 1.000hkd'ye satıyoruz demişler. Telefonla konuştuk, pazarlıkla 650hkd'ye düşürdüm( yani 80 dolara)  :))


Valla Maclaren'i kaldırdık, bu 2 kişilik bebek arabasını kullanmaya başladık. Zeynep arabadan inmiyor, Can en fazla 10 dakika biniyor, ama olsun, en azından ikisi aynı anda tutturunca araba diye, artık kriz geçirmiyoruz :)



Hongkong günlüğü, neler neler olmuş 12 günde :))

Valla bugün günlerden 14 Ağustos, geleli 12 gün oldu bile, nasıl telaşla geçiyor günlerimiz, yazmaya fırsat olmadı, oysaki yepyeni bir ülkede anlatacak o kadar çok şey biriktiyoruz ki :)

Zeynep, American School'dan kabul aldı, o artık American School'lu :) ama benim yine de bir anne olarak bu yeni açılan okulun iyi olmama ihtimaline karşı seneye okul aramalarım devam ediyor, özellikle IB takip eden okullar önceliğim olmak üzere hala araştırmalar yapıyorum.


Sonra evimizi bulduk :)) HK'a yakışır bir şekilde çok katlı gökdelenlerin birinde 22.katta bütçemiz dahilinde evimizi tuttuk. HK'da nerede yaşadığının bir önemi yok, yaşadığın yerin metroya yakınlığının önemi var, çünkü her yere metro var, ve taksiyle 40 dakikada gideceğin bir yere metro ile 20 dakikada ulaşabiliyorsun. HK adası çok güzel ama çok eski, yani 40-50 yıllık apartmanlar var , herhangi bir aktivitesi yok felan. tabi aktivitesi olan, yeni gökdelenlerde var, ama onlar da bütçemizin çok üzerinde. 

HK adasında( merkezde yani) yeni yapılmış, havuzu felan da olan bir gökdelene yerleşeyim dersen eğer aylık 35/40bin lirayı gözden çıkaracaksın. Biz Kowloon tarafında Olympic city'de yaşamaya karar verdik. South china morning post'ta yeni trend Olympic diye haber yapmış dün :), HK adasındaki çılgın ev kiralarından kaçan expatlar buradaki yeni sitelere yerleşiyor diye yazmış. Ama HK kesinlikle pahalı bir yer, yani biz de bu dediğim kiranın yarısını vereceğiz.

Bu da evimizin 3 odasından ve salondan gördüğü manzara :) gerisini ziyarete gelenler görebilir :)


Yardımcı konusunda da bir ilerlememiz oldu. Facebook'da HK'lu annelerin olduğu bir grup var, herkes bana oraya mutlaka bakmamı söyledi. Hollandalı bir aile Canada'ya gidiyormuş, ve yardımcılarını bırakıyormuş. O kadar güzel bir referans mektubu yazmış ki ben de aradım, kadın geldi, görüştük çok tatlı bir kızdı, sonra da ilanı yazan kadını tekrar aradım ve harika biri olduğunu söyledi, tabi bunu zaman gösterecek, ancak biz bu kadınla ilerlemeye karar verdik gibi şimdilik.

Gel gelelim, Can paşaya. Aman herşeyi halledelim Can'ı da okula yazdırırız diyordum ama o iş pek de öyle değilmiş, tüm okulların sabahtan öğlene saatleri dolu, ancak öğleden akşama olan kısımda yer gösterebiliyorlar, ama Can saat 1'de öğle uykusuna yatıyor ve ben onun öğle uykusunu henüz bırakmasını istemiyorum. Dolayısıyla bu hafta bir okulla daha görüşmemiz var, ondan sonra okullara resti çekeceğim, ya alırsınız sabah grubuna ya da yazdırmam diyeceğim. Bakalım yerlerse :)

Valla HK günleri hızlı başladı ve tüm hızıyla devam ediyor :)))


3 Ağustos 2016 Çarşamba

Hongkongluyuz artık...

Sabah saat 09:30'da inmigration tower'a geldik. Google.maps'den baktık taksi ile 7 dakika gösteriyordu, hemen gideriz dedik... Ama taksi bulabilirsek tabi. Kırmızılar bile kendi içinde ayrılıyormuş. Gideceğimiz yeri söyleyince bizi almayanlar oldu, sonra bir kadın geldi, yanlış yede beklediğimizi söyledi :)

Hava kapalı ama nemden sırıksıklam. Taksiler buz gibi... Şalımla sardım sarmaladım Can'ı :)

Immigration tower'a vardık, Allahtan başvurumuz internetten yapılmış, hemen geldi bize sıra, ama sonra yine de photo çekimi için, mülakat için bekledik durduk... Beklemek ve sabretmek asyanın genlerinde var :)

Photo çekiminden sonraki son işimiz devlet memuruna görünmekti. Bize kağıt halindeki geçici kimliklerimizi verdi. Kartlarımızı ise 17 ağustostan sonra alacakmışız. Bakalım hayırlısı...





Buarada geçici kartlarımızı almamıza rağmen, banka hesabı açtıramadık henüz. Çünkü onun içinde randevu almak gerekiyormuş :) yani Türkiye'de bankaların adamın peşinde koştukları düşünüldüğünde, burada hesap açtırıp, kredi kartı çıkartmak için 5 gün bekleyecek olmak garip gelmedi değil doğrusu :))



iPhone'umdan gönderildi

Bakkal çakkal işleri...

Hadi bir de ilk günden izlenimler yapayım, bizden sonra gelenlere referans olsun:)

Çevre civarımızda welcome, market place, mannings ve watson var. Gıda işinde en ucuz welcome kesinlikle, kozmetikte ise kampanyalara bakmak lazım, bir de wet market var yani bildiğimiz pazar. Daha önce geldiğimizde Kate alışverişi oradan yapıyor olduğunu söylemişti. Gıda ve et-balık pazarı. Eğer kokuya dayanabilirim derseniz en ucuz sebze meyve burada ama gerçekten kokuya dayanmak lazım :)

Mesela ilk günden örnekler:

Ekmek 20 hkd
Kruvasan 7.5hkd
Domates yarım kilo 10 hkd
Makarna paket 16 hkd
Nutella küçük kavanoz 44hkd
Soğan kilo 10 hkd(kampanya vardı) :)
Yoğurt 400gr 43hkd( greek tarzı)
Yoğurt 400 gr 25 hkd( naturel)
Yumurta 6'lı 25 hkd( singapur aldım, avustralya biraz daha pahalıydı)
Ufak meyveli yoğurtlar (emmi marka) 3 tanesi 25hkd
Tereyağ 200gr, 25hkd( avustralya tereyağı)
Sıvıyağ 1lt, 39 hkd
Zeytinyağı 1lt 44hkd
Su 5lt, 24 hkd ( bonaqua marka)

Hkd'yi TL'ye bölmek için 2.5 veya 2.6 kullanmak gerekiyor. 

2 Ağustos 2016 Salı

Yeni hayatımıza yola çıkıyoruz...

İstanbuldan kalkan THY, TK70, 02 Ağustos, 02:00 uçağı ile yeni hayatımıza doğru yola çıktık. Çocuklar nasıl dayanacak derken, gece 2'ye kadar lounge'da o kadar eğlendiler ki, bize hiç zorluk çıkarmadılar. 



Uçak kalkarken, Can biraz huysuzluk yapsa da, sonra hemen uyudu. Zeynep ise önce biraz çizgi film izledi, sonra gece 4'e doğru uyudu. Ara ara uyansalar da neredeyse TR saatiyle 10'a kadar uyudular. Zeynep uyanır uyanmaz çizgi filme kaldığı yerden devam etti, Can ise uçakta 123 tur attı neredeyse :)) sonunda kazası belasız indik. 



Uçaktan inince hemen pasaporta geçemiyorsun. Kalabalığı takip edip, önce merdivenlerle aşağı iniyorsun, gelen trene binip(tren buz gibi), 2 durak sonra- immigration center'da inip, sonra tekrar yukarı çıkıp, pasaport kontrolüne ilerliyorsun.

Henüz HK geçici vatandaşlığımız aktive olmamış olduğu için ziyaretçi bankolarına yöneldik ve pasaport kontrolüne geçtik, upuzun kuyruğa rağmen, çocuklu olduğumuz için bizi hiç bekletmediler ve 5 dakika da bankodan geçtik. 

Anneminkilerle beraber küçüklü büyüklü toplam 7 parça bavul, 3 parça el bagajımız vardı. Tüm bavullarımız hemen geldi :) 2 tane taşıma aracına yükledik hepsini. Taksi bulmak için başladık yürümeye.

Burada taksiler  3 çeşit, kırmızı- urban city( yani merkez), yeşiller kowloon, maviler lantau( yani discovery bay ve disneyland adasına) gidiyor. Biz 2 kırmızı taksiye bindik. Taksiler 22hkd'dan açıyor ve happy valley'e gelmek 320hkd tuttu(yani 120tl). Hkd'den TL para birimine dönmek için 2.6'ya bölmek gerekiyor.

Geçici süreyle kalacağımız ellipsis, 2 oda 1 salon bir yer. Odalar gayet güzel ve ferah, salon ise ufacık, ve mutfak dedikleri yer aslında bir mutfakçık :) annem birden tutacağımız evde de mutfak bu kadar küçük mü olacak diye endişelendi. ( 1 büyük bavul erzak getirdik-30kg kadar-, mutfakta 1/3'ünü koyacak yer bulamadık)
Ellipsis'e geldiğimiz de Zeynep hemen ipad'ine sarıldı, Can ise kuruyemişlere :)


Ellipsis'in hemen yakınlarında ev alış verişi yapılabilecek welcome ve mannings marketleri var. Biz ilk akşam çok da zorlamadık, çocukların seveceği Mcdonalds'a gittik. Tabi ki onlar sadece patates yediler. Zeynep önce ayran istedi, yoksa yoğurtta olur dedi, her ikisi de olmayınca üzüldü :)) 

Ellipsis'in hemen dibinde harika bir çocuk parkı var( valla en çok apartmanın açık/kapalı yüzme havuzu olmasına bir de bu parka sevindim). Gece parkında çocukları iyice yorduk. Burada akşam akşam koşan insanlara hayran kaldık, yarın akşamçocukları uyutup biz de koşuyoruz diye sözleştik :)

Odamıza dönüp, çocuklara banyo yaptırdık ve 11 civarında uyuttuk. 

Valla ne yalan söyleyeyim, ilk gün için bence oldukça kolay geçti(çok şükür). Hem o kadar valizi kaybetmeden, kırmadan, dökmeden getirebildik, hem de benden başka kimse jetlag olmadı.

Bu sabah HK, geçici vatandaşlığımız için randevumuz var. Bende sabah olmasını bekler bir şekilde blogumu yazıyorum. Allahım biraz uyku ver, ne olur :)