09 Ocak’ta hastaneye yattığımızda zaten Elif Dağlı’nın adını
arkadaşım Güzin’den almıştım ve Can’ı ona götürmek istiyordum.
Ancak 23 Ocak’ta annemin ameliyatının ardından Ankara’dan
geldiğim gece önce Zeynep ateşlendi, bütün haftasonunu Zeynep’in ateşi ile
geçirdik ve Pazar günü 25 Ocak’ta Can yine ateşlendi, Pazartesi günü apar topar
Zekai dedemize gittik ve Zekai bey, Can’a ventolin tedavisine devam etmemizi
söyledi. Ayrıca Elif Dağlı’yı görmemizin faydalı olacağını belirtti. 30 Ocak’ta
gittik Elif hocaya, dünya tatlısı bir doktor.
Can’ı happy wheezer olarak tanımladı, yani mutlu horlayan J zavallı bilmiyor nefes
almayı, dünya böyle bir yer zannediyor, bari güleyim ben diyor bu saf dedi J kesinlikle katılıyorum
ona J
Olayı şöyle özetledi:
Ventolin olayı şudur: dişiniz ağrıyor, apse yapmış ama siz
sadece aspirin içiyorsunuz, 3 saat uyuşturuyorsunuz, sonra ağrı tekrar
başlayınca tekrar aspirin alıyorsunuz, dişteki apsenin geçmesi için antibiyotik
kullanılması gerekir aksi halde apse
büyür ve dişi kaybedersiniz. Ventolin nefes açıcı bir rahatlatıcıdır, nefes
borusu sıkıştığı zaman, onun etrafındaki kası gevşetip açar, ancak tedavi
etmez, Can’ın tedavi edilmesi gerekiyor, aksi halde uzun dönemde hastalık
yerleşiyor.
Hastalık dönemini alevli dönem olarak tanımlıyor ve çocuğun
alevli dönem tedavisine olan ihtiyacının azalmasını sağlamak lazım diyor, bunu
da koruyucu tedavi ile yapabiliyoruz dedi.
Can’da yapılan hata: geçici enfeksiyon sebebi ile hırıltı var
zannedilmiş, ancak anneden geçen alerji geni var(lanet olsun benim toz
alerjim), hastalık 1 ayda 2 defa tekrar etmiş, hem rsv virüsü pozitif çıkmış, hepsinin
alt alta koyunca bu çocuğa viritük demek yanlış, bu çocuk alerjik bir çocuk.
Alerjik demek, bir tane madde var, o yapıyor gibi anlamamak
gerekiyormuş, alerjik demek, aşırı duyarlı nefes borusu demekmiş, nefes borusu
herşeyden etkileniyor; mesela bugün 3 derece yarın 20 derece, bu onu rahatsız
eder, sis rahatsız eder, grip virüsü rahatsız eder…
Eskiden; Rsv’yi alan kişinin nefes borusunda bir tahribat
olur, alerjik bronşitli insan gibi olur, 3 yıl hırlar diye biliniyormuş, ancak
şimdi yapılan araştırmalar RSV virüsünün dedektör gibi zaten alerjik bünyeye
yapıştığını göstermiş, yani bir nevi yumurta tavuk meselesi…
Eğer tedavi edilmezse ise, erişkin yaşta astım veya koah’a
çevirme ihtimali normalden 32 kat yüksek L
Hırlama bir problem değil, giren hava ve çıkan hava bir
dirence karşı çıktığı için hırıltı duyuluyor, onun karşılığı nefes borusunun
kasılmış ve tıkalı olması, içeri
girebilen oksijen miktarı az, yani akciğerin kullanılabilir hacmi düşüyor. Çinliler
demir ayakkabı giydirirmiş, ayaklar küçük kalırmış, eğer zamanında o akciğer
full kapasiteye açılmaz ise, kullandığı kapasite düşük kalırsa çocuğun , hayatı
düşük kapasiteli bir akciğerle başlıyor ve ondan sonra yaşlandığında, akciğer
ömrünü tamamlamaya yetmiyor, TR’ye yaşayan 3m kişi var.
Can ile ilgili Elif hocanın amacı, Can’ı 18 yaşında normal
bir akciğer kapasitesine ulaştırabilmiş olmak. (inşallah)
Büyüme durduğu zaman akciğerde büyümeyecek, 18 yaşına
geldiğinde full kapasite ile büyüme durursa, akciğer Can’ın ömrünce yetecek. Bugün
yapılan herşey uzun dönem hayatı için yapılıyor, amaç çocuğu bugün iyi uyutmak
değil, gelecekte sorun yaşamamasını sağlamak.
Bir de özellikle Elif hocaya bu virüsü ablanın Can’a taşıyıp
taşımadığını sorduk, kendisi en bilinen büyük yanlışların şunlar olduğunu
söyledi: Abla getiriyor, geniz eti var,
enfeksiyona duyarlı, aslında çok grip oluyor, bağışıklığı kuvvetlendirici
ilaçlar verin, çocuğun reflüsü var… Bunların hepsinin sebebi akciğerin tam
kapasite çalışmıyor olması, yani elinizde kurulu bir bomba var, abla sadece bu
bombaya sebep oluyor, bombayı etkisiz hale getirmek gerekiyor dedi. Biraz zamana
ihtiyaç var… uzun ve meşaketli bir tedavi bizi bekliyor.
Atrovent denilen başka bir nefes açıcı var, ventolinden daha
etkili küçük bebekler için, çünkü ventolinin akciğerde değdiği bir yer var ve o
bebeklerde henüz gelişmemiş olduğu için ventolin etkili olmayabiliyor.
Kontrol edici pulmicort’tur, yangın söndürücü
faaliyetlerdeyiz hala. Ondan sonra yangın olmaması için alınacak önlemler
var.
Şimdi 1 hafta günde 3 defa atrovent, 2 defa pulmicort, sonra
1 hafta günde 2 defa pulmicort verip,
Elif hocaya tekrar gideceğiz…. Bakalım
Can’ın bronşiolit hikayesi başlıyor….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder