Zeyno ve Can

Zeyno ve Can

2 Şubat 2015 Pazartesi

Happy Wheezer (mutlu horlayan) Can


09 Ocak’ta hastaneye yattığımızda zaten Elif Dağlı’nın adını arkadaşım Güzin’den almıştım ve Can’ı ona götürmek istiyordum.
Ancak 23 Ocak’ta annemin ameliyatının ardından Ankara’dan geldiğim gece önce Zeynep ateşlendi, bütün haftasonunu Zeynep’in ateşi ile geçirdik ve Pazar günü 25 Ocak’ta Can yine ateşlendi, Pazartesi günü apar topar Zekai dedemize gittik ve Zekai bey, Can’a ventolin tedavisine devam etmemizi söyledi. Ayrıca Elif Dağlı’yı görmemizin faydalı olacağını belirtti. 30 Ocak’ta gittik Elif hocaya, dünya tatlısı bir doktor.



Can’ı happy wheezer olarak tanımladı, yani mutlu horlayan J zavallı bilmiyor nefes almayı, dünya böyle bir yer zannediyor, bari güleyim ben diyor bu saf dedi J kesinlikle katılıyorum ona J

Olayı şöyle özetledi:

Ventolin olayı şudur: dişiniz ağrıyor, apse yapmış ama siz sadece aspirin içiyorsunuz, 3 saat uyuşturuyorsunuz, sonra ağrı tekrar başlayınca tekrar aspirin alıyorsunuz, dişteki apsenin geçmesi için antibiyotik kullanılması  gerekir aksi halde apse büyür ve dişi kaybedersiniz. Ventolin nefes açıcı bir rahatlatıcıdır, nefes borusu sıkıştığı zaman, onun etrafındaki kası gevşetip açar, ancak tedavi etmez, Can’ın tedavi edilmesi gerekiyor, aksi halde uzun dönemde hastalık yerleşiyor.

Hastalık dönemini alevli dönem olarak tanımlıyor ve çocuğun alevli dönem tedavisine olan ihtiyacının azalmasını sağlamak lazım diyor, bunu da koruyucu tedavi ile yapabiliyoruz dedi.

Can’da yapılan hata: geçici enfeksiyon sebebi ile hırıltı var zannedilmiş, ancak anneden geçen alerji geni var(lanet olsun benim toz alerjim), hastalık 1 ayda 2 defa tekrar etmiş, hem rsv virüsü pozitif çıkmış, hepsinin alt alta koyunca bu çocuğa viritük demek yanlış, bu çocuk alerjik bir çocuk.

Alerjik demek, bir tane madde var, o yapıyor gibi anlamamak gerekiyormuş, alerjik demek, aşırı duyarlı nefes borusu demekmiş, nefes borusu herşeyden etkileniyor; mesela bugün 3 derece yarın 20 derece, bu onu rahatsız eder, sis rahatsız eder, grip virüsü rahatsız eder…

Eskiden; Rsv’yi alan kişinin nefes borusunda bir tahribat olur, alerjik bronşitli insan gibi olur, 3 yıl hırlar diye biliniyormuş, ancak şimdi yapılan araştırmalar RSV virüsünün dedektör gibi zaten alerjik bünyeye yapıştığını göstermiş, yani bir nevi yumurta tavuk meselesi…

1/10 insanda var bu hastalık L

Eğer tedavi edilmezse ise, erişkin yaşta astım veya koah’a çevirme ihtimali normalden 32 kat yüksek L

Hırlama bir problem değil, giren hava ve çıkan hava bir dirence karşı çıktığı için hırıltı duyuluyor, onun karşılığı nefes borusunun kasılmış ve tıkalı olması,  içeri girebilen oksijen miktarı az, yani akciğerin kullanılabilir hacmi düşüyor. Çinliler demir ayakkabı giydirirmiş, ayaklar küçük kalırmış, eğer zamanında o akciğer full kapasiteye açılmaz ise, kullandığı kapasite düşük kalırsa çocuğun , hayatı düşük kapasiteli bir akciğerle başlıyor ve ondan sonra yaşlandığında, akciğer ömrünü tamamlamaya yetmiyor, TR’ye yaşayan 3m kişi var.
Can ile ilgili Elif hocanın amacı, Can’ı 18 yaşında normal bir akciğer kapasitesine ulaştırabilmiş olmak. (inşallah)

Büyüme durduğu zaman akciğerde büyümeyecek, 18 yaşına geldiğinde full kapasite ile büyüme durursa, akciğer Can’ın ömrünce yetecek. Bugün yapılan herşey uzun dönem hayatı için yapılıyor, amaç çocuğu bugün iyi uyutmak değil, gelecekte sorun yaşamamasını sağlamak.

Bir de özellikle Elif hocaya bu virüsü ablanın Can’a taşıyıp taşımadığını sorduk, kendisi en bilinen büyük yanlışların şunlar olduğunu söyledi:  Abla getiriyor, geniz eti var, enfeksiyona duyarlı, aslında çok grip oluyor, bağışıklığı kuvvetlendirici ilaçlar verin, çocuğun reflüsü var… Bunların hepsinin sebebi akciğerin tam kapasite çalışmıyor olması, yani elinizde kurulu bir bomba var, abla sadece bu bombaya sebep oluyor, bombayı etkisiz hale getirmek gerekiyor dedi. Biraz zamana ihtiyaç var… uzun ve meşaketli bir tedavi bizi bekliyor.  

Atrovent denilen başka bir nefes açıcı var, ventolinden daha etkili küçük bebekler için, çünkü ventolinin akciğerde değdiği bir yer var ve o bebeklerde henüz gelişmemiş olduğu için ventolin etkili olmayabiliyor.
Kontrol edici pulmicort’tur, yangın söndürücü faaliyetlerdeyiz hala. Ondan sonra yangın olmaması için alınacak önlemler var. 

Şimdi 1 hafta günde 3 defa atrovent, 2 defa pulmicort, sonra 1 hafta günde 2 defa pulmicort verip, 
Elif hocaya tekrar gideceğiz…. Bakalım Can’ın bronşiolit hikayesi başlıyor….


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder