9 Ağustos
günü, Can bebek beklenenden tam 3 hafta önce dünyaya geldiğinde, biz bütün
hamileliğim boyunca ev bakmaktan ama bir türlü karar verememiş olmaktan çok
yorgunduk…
İhtiyacımız
4+1 bir ev olunca, merkezde ki fiyatlar da çok ama çok yüksek olunca, biraz
Zekeriyaköy tarafına bakmaya başlamıştık… üzümün sapı armudun çöpü derken,
aylar birbirini fazla hızlı kovaladı, ve biz oturmak için bir ev alamadık… 2
ailenin de tüm taşının bu ev size küçük laflarına kulaklarımızı tıkayıp, 1-2
yıl daha evimizde yaşamaya karar vermiştik ki, Can doğar doğmaz, daha 3 tane
kıyafetiyle bile evin bize dar geleceğini anladık… Zaten Zeyno’nun bütün
oyuncakları salondaydı, üstüne bir de Can’ınkiler eklenecekti… Apar topar bir
ev almaya karar veremeyince, Sarıyer’e Nurcan annemlerin sitesine kiraya çıktık…
85 m2 evden sonra 190m2 evde ne yapacağımızı şaşırdık resmen J
Bu eve dair en
sevindiğim şey, Zeyno’nun kocaman bir odası olması, artık arkadaşları eve
geldiğinde hiç yanımıza gelmiyorlar, odasında oynayıp duruyorlar…Bende kendimce
kural koydum, yeni evimizde salona oyuncak gelmeyecek diye… Zeyno şimdilik bu
kurala elinden geldiğince uymaya çalışıyor, ama 2 gün sonra ayaklanacak Can
yüzünden eminim ki evin her tarafı yine oyuncak dolacak J
Hayatımızdaki
tek değişiklik yeni ev olmadı haliyle…
Zeyno’yu
geçen sene gönderdiğimiz okulun Sarıyer’e servisi olmayınca, burada bir okula
verdik onu… Alışabilecek mi diye çok endişeliydim… sanırım biz büyükler
çocuklardan çok daha travmatik oluyoruz böyle durumlar karşısında, çocuk
kesinlikle çok daha kolay adapte oluyor tüm değişikliklere J İlk 3 gün babası götürdü okula,
babasını ağaç etti okulun bir odasında, sonra Cuma günü de ben götürdüm, illa
oturacaksın dedi, önce oturdum, ama sonra baktım böyle olmuyor, bir daha
oturmamaya karar verdim… bütün haftasonu konuştum onunla, artık yeni bir okulu
olduğunu, yeni öğretmeni olacağını anlattım, anne Beren’i çok özlerim ben diye
söylenip durdu… Beren’in bu okulda olmayacağını ama bizim yine sık sık
görüşeceğimizi anlattım ona J
Pazartesi
günü okula gittim, kapıda öğretmenine sordum, acaba bugün anneler okula
gelebiliyor mu diye? Öğretmeni üzgünüm siz bugün okula giremezsiniz dedi… Ben
de Zeyno’ya eve gideceğimi ama eğer beni ararsa, gelip onu alabileceğimi
söyledim… hiç ağlamadı bile… 2 haftadır her sabah, sor bakalım bugün anneler
okula gelebiliyormuymuş diyor, soruyorum, hayır cevabını alıyorum ve bak
gelemiyormuşum ben Zeynepçim diyorum, onu okula bırakıp çıkıyorum. Nazar
değmesin okul ile ilgili herşey gayet iyi gidiyor…
Hayatımızdaki
değişiklikler sadece ev ve okul olmadı, son ve en büyük değişiklik ise
bakıcımız oldu… Zeynep’e doğduğundan beri bakan teyzesi ile yollarımızı
istemeden ayırmak zorunda kaldık, Sarıyer gidip gelmek teyzesine uzak geldi,
kadıncağız sabahın 6:30’unda evden çıkıp, bize ancak 8:30’da geliyordu,
akşamları da aynı şekilde 7’de çıkıp, evine 9’da ancak varıyormuş, hal böyle olunca,
bunun karı var kışı var dedik… Üstüne bir de İlker’in sürekli yurt dışında olma
ajandası eklenince, bizim yatılı bir kadına ihtiyacımız olduğuna karar verdik…
Allah yüzümüze baktı, referansı olan biriyle anlaştık, Zeyno’nun teyzesi de
evde olunca kafası karışmasın diye, yeni bakıcısını bak bu senin oyun ablan
diye tanıştırdık… Teyzesinin de evde olması dolayısıyla, Zeyno yeni oyun
ablasını çok sevdi… Ama bakalım bu ay sonu itibariyle yani yarından sonra artık
teyzesi olmayınca durumlar değişecek mi göreceğiz…(yeni ve yatılı bakıcının zorlukları, evde biriyle
yaşamak nasıl oluyor konularını ayrı bir yazıda anlatacağım)
Bakalım 8
Eylül itibariyle taşındığımız yeni evimizde Zeyno ve Can’la maceralarımız nasıl
olacak hep birlikte göreceğiz J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder