Okulumuzdan bir davet aldık... Bizim seçeceğimiz bir günde, okula gelip, çocuklarla birlikte bir etkinlik yapmamız istendi...
Biz İlker'le çok düşündük, neler yapabiliriz diye ve sonunda tercihleri 3'e indirdik... Okula bu maili yazıp yolladım:
- Okula gelip çocuklarla çim adam yapabilirim (internetten biraz videolara baktım, çok zor görünmüyor sanki) J
- Çocuklarla birlikte, posta aktivitesi yapabiliriz. Bunun için okula bir fotoğraf makinesi ve baskı makinesi getirmeyi düşünüyorum, çocukların her biri diğer tüm arkadaşlarının olduğu bir fotoğraf çekecek ve baskı makinemle o fotoğrafı basacağız. Daha sonra hep birlikte postaneye gideceğiz ve bu fotoğrafları çocukların her biri kendi adresine postalayacak. Birkaç gün sonra posta evlerine ulaşmış olacak J
- Evde yumurta kutularını biriktirip, okula getirebilirim, yumurta kutusunda tırtıl yapma etkinliği yapabiliriz. Ama bu 5 dakikada biten bir etkinlik olur J
tahmin edilebileceği üzere okul 2. etkinliği seçti... Ama okulun içindeki PTT'yi ikna edemedik, çocukların zarfları postalamaları konusunda... Bizde yarısını yaptık etkinliğin... ben önce A4 büyüklüğünde kağıtlara play to learn 2015 hatırası yazdım, tek tek kestim... okula gittiğimde önce bu kağıtları boyattım... bu sayede gerçekten çocukların kiminin ne kadar aceleci (Zeynep), kiminin ne kadar mükemmelliyetçi ama eli yavaş olduğunu (Baran) öğrenmiş oldum... Birlikte başlayan etkinlik bazı çocukların 1 harfi bile bitiremeden, bazılarının 2 hatta 3 harf boyaması ile bitti... sonra tek tek bu harfları tahtaya yapıştırdılar... kimin hangi harfi yapıştracağını Zeynep seçti.. tek tek tahtaya arkadaşlarını çağırdı... ben onları kucakladım, yukarı kaldırdım, birlikte yapıştırdık... ve sonra da işin en zor kısmı başladı... Birlikte bir fotoğraf çektik... biri derki, ben onun yanında durmam... diğeri oturmak ister... biri kalkmak ister ama diğer arkadaşı ile kalkmak ister, ama diğeri istemez... biri derki bu bana değmesin... biri derki, onu eli gözüme girdi... biri sıkılır, gruptan ayrılmaya çalışır... biri üstünü açar, biri terliğini çıkarır... sonuç olarak 50 poz içinde 1 tane hepsinin kameraya bakıp gülümsediğini yakalayamadık... ama artık içlerinde en iyi olanı seçtik... sonra ben çocuklara baskı makinesini anlattım, ve herkes gelip tek tek kendi fotoğrafını bastı... sonra zarflarına koydular ve zarfların üzerine de istedikleri desenlerden resim çizdiler... işin en keyifli kısmında Zeynep arkadaşlarına zarfa yapıştırması için sticker dağıttı... kızlara kalpleri, erkeklere arabalı olanları verdi...
bir kez daha anladım ve takdir ettim ki, öğretmenlik en yüce meslektir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder