Anneler gününü sevmiyorum aslında... Şimdi böyle dediğime İlker inanamayacak ama bence de gerçekten ticari birgün... hayatta annenin günü mü olur, anneye hergün gün olur, yanında çocukları olduktan sonra... (İlkercim bu yazdıklarımı genelleyip zaten tüm özel günler ticaridir deme sakın, doğumgünü ve evlenme yıldönümünü ayrı tutuyorum) :)
Biz pazar günü hep beraberdik... Babaannemize kahvaltıya gittik... sonra yatakta kudurduk... Can artık boğuşmalarımızda pek ezilmiyor, kendini kurtarmayı öğrendi :) yakında boynuz kulağı geçecek, Can, Zeynep'i kolunun altına sıkıştıracak diye korkmaya bile başladık...
Annelik ne mi: annelik;
kendinden daha çok başka biri için endişelenmek,
gece üstü açıldığında bile uyanabilecek kadar vesveselenmek,
gecenin tüm yorgunluğuna inat, gün daha aymadan uyandığında yüzüne bakıp gülümseyen o yüze, tüm dişlerinle cevap vermek...
gülüşüyle gülmek, üzüntüsüyle kahrolmak...
Prensesim Zeynom, paşam Can'ım bana yaşattığınız tüm yüce duygular için minnettarım size... Sizler benim en güzel hediyelerimsiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder