Beyzalar, Duygular, biz... Yaptık kızlar iş bölümünü... Bu mangal olayının gitmesi dert, dönmesi dert, vallahi sevmiyorum kardeşim :((
Ben 1-2 çeşit salata hazırladım ve köfteyi... Sabahtan evde koşturma, son dakikada çay demleme telaşı... Düştük çoluk çocuk yola...
İpini koparan Belgrada gelmiş, öyle böyle kalabalık değil, otobüslerle gelen insanlar felan var... Çayır çimenin, çimini arasan bulamazsın zaten, başladık boş bir masa aramaya... Sonunda bulduk... Yan tarafımıza insan görünümlü 10 tane mahlukat oturmuştu. Yedik içtik, dinlendik... Ben bir ara Zeynoyu çişe götürdüm. Döndüğümde bu 10 kişilik grup kalkmıştı, ama sadece kendileri kalkmış, çöpleri hala orada :( hayvan demek istemiyorum, çünkü hayvan yapmaz onların yaptığını, bıçakları olmadığı için karpuzu yere atmak suretiyle kıran mahlukatlar, yemedikleri kısmın doğaya karışması için oraya koyuvermişler... Salata tabakları, pişirip yemedikleri kanatlar, içtikleri suyun peti, karton bardakları hepsi yerli yerinde duruyordu onlar gittiğinde...
Biz etrafı toplayıp çıktık eve geldik, resmen dayak yemiş gibiydik... Her yaz olduğu gibi beni yine aldı bir bahçeli ev isteği... Olmalı her insanın küçük büyük demeden bir avuç bahçesi, çağırmalı dostunu, komşusunu mangala... Eğlenmeli doya doya... İçmeli huzurunca... Bahçesi olmalı insanın... Ha bunu da yazıyorum buraya :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder